Şaşırmıyorum
Baş ağrım geri döndü
Geri dönmek için daha haklı bir zaman olamazdı
Bazen bir ölümü durdurmak cok yanlış
Yavaşlatmak ise büsbütün hata
Ne yapmalıyım konusunda kararsizim
açayım istemezsin içimi
görmemen gereken derinlikte yaralar bunlar
bazen sana bakıyorum ve ne kadar ömrümün kaldığını hesap etmeye çalışıyorum
bazen aklımdan ölme biçimleri geçiyor
bazen ben tanrı değilim ki diyorum
bu ölü cana ne verebilirim
ölüm benimle geziniyor
bazen kitlenip kalıyorum
bir şey var çözemediğin
ölümü kim çözebilmişki; kendi içimdeki kıyımdan kalanların yaralarını sarıyorum
kendime yabancıyım
bu bedeni benden önce kullanan kişinin anıları ruhumu tedirgin ediyor sanki
etrafımda onun hayallerine dair bulgular
ben en çok o masumun kaybına ağlıyorum
bir şey var
bir ölüm
bir bozgun
adil olmayan bir yalnız bırakılma
onun anıları işte
görkemlibir ağaçtan kalan küçük yeşil bir dal gibi tutunuyorum
bir şey daha
öyküyü tamamlamaya çalışıyorum
anlatmak istiyorum
görmek istiyorum
bilmek istiyorum
yanılmadan
yanılmayı hiç istemiyorum
bir şeyden çok daha fazlası var
hayat var mı?
parmak aralarımda kalmış ufak titreşimler
ama bileklerim karıncalanıp uyuşuyorlar
bir şey var peşi sıra ölüyor içimde bir şeyler
bir şey var çözsen tüm taşlar yerine oturmuş olacak
hikayemin tümünü istemezsin
ben bile uzaklaşıyorum
kendimi fiilen öldürememdeki sebep kendime olan yabancılaşmam
bir şey var
acıdan başka ne olabilir ki
sana sadece gülümsemek istiyorum
başka bir şey yok
Bir nehrin ötesindesin
Bana kalirsa bir nehir
Yerleşken
Bensizliğin
Ne su var burada
Ne de sen varsın
Nehrin ötesindesin
Nehir çok çok ötemde
Sana nasıl ihtiyaç duyuyorum...
Bir nehir
Bir göl
Deniz
Okyanus
Evrenin boşluğu
Yeni mesafeler var eden bir sensizlik
Sana her hücremle ihtiyaç duyuyorum
Beni sen var kılabilirsin
İşin aslı aldığım nefesteki pay senin
Yuruyebiliyorsam da gücü sesinin
Up uzakta bu karanlıkta görebiliyorsam
Inaniyorsam aydınlığa sen ihtimalim
Sonum feci olursa da olsun
Razı benim
Bu bir bilinç meselesi değil daha ziyade olusumumdaki ana sebep
Benden kurtardı paçayı bravo başarılıydı
Bu bir bilinç meselesi değil
Her şeyi yerli yerine koyduğumu sanıyordum
Başka ellere toparlatiyordum
Makinalar cihazlar devreye sokuluyordu
Geri dondurulemezi mi çağırıyordum
Benim iste kanli canlı buradayım
Kalbimi, beynimi ellerimle yoklamak istiyorum
Benim işte henüz hareket edebiliyorum
Kalan tutkularımı körüklüyorum
Bırakıyorum salıyorum gözyaşlarımı ağlıyorum
Düşünüyorum birçok sonuca ulaşıyorum
Bu bir bilinç meselesi değil
Ruhum bir solucan değil
Kendimi tamamlayamiyorum
Tekrar ve tekrar yenildikce azalıyorum
Şehirlere karşı geliyorum
Şehirler birer canavar
Yutuluyorum
Bütün bir benlik meselesi bu
Bir ben bir bene karşı
Kaçarım yok
Yeniliyorum.
Denizlerimiz birbirine karışıyor buzullarimiz eridikce
Yeni bir ekosistem
Çatışmalar
Birleşmeler
Başkalasmalar
Artık günün birinde ayrılamazlar
Ürkek denizim
Eksik denizim
Bozgundan henüz çıkmış yaralı denizim
Çeşitli sakatlıkları da olan
Kırıma uğramış denizim
Dizlerden kesik
Nasıl olurda hâlâ var kalabilmis denizim
Dalgalarım dalgalarını okşuyor
Tuzuna hazır değil yaralarım
Alışıyor
Denizler
Yalnızlıklar
Kırgınlıklar
Affedisler
bu sefer kendime mani oluyorum
tanrının yıkıp yokuş aşağı yuvarladığı bu canın tutunacak bir dalı yok
bu sefer düşüşe karşı koymuyorum
yazgıma boyun eğiyorum
hayalet tam kucağıma koymuş başını
hayaletin tam kafasına akmakta yaşlar
hayalet tedirgin
hayalet kıstırılmış
hayalet canımı yakıyor
isimler bozuluyor ağzımda
tatları ekşiyor, acılaşıyor
anılar anımsamazlıklara dönüşüyor
unutuyorum toz oluyor kül oluyor uçuşup uzaklaşıyor geçmiş
bir ben kalmıyorum bu yeni yabancıyla anlaşılmıyor
her şeyi ama her şeyi bıraktım
sonunda o gün geldi
rahatlamış hissetmeyi bekliyordum doğrusu
ama her şey aynı
geçmiş aynı geçmiş
gelecek ise hala geçmişin etkisinde
sonunda o gün geldi
inanılmaz kırgınım ve yorgunum
işte şimdi bütün inançlarımı yitirdiğimden bahsedebilirim
tüm kapıları açtım
tüm kuşatmalardan çekildim
sonunda başka günler de gelecek
hep gelir
baş ağrıları kederler
sonunda gelen berrak olması gerekirken o kara günler
Hayvan yanımızı hatırlıyoruz
Vahşeti hatırlıyoruz
Büyü yitirilmiş
Gözden çıkarılmış
En ileriye atılıyoruz
Onunla günler nasıl geçti bilmiyorum
fakat sadece onunla geçen o on günde ağlamadım
bazen gözlerim dolar gibi oldu
sonra zaman doldu ve tekrar ağlayışlarımın başına geri getirdi beni
yürümüyorum bile
kendimi yemeye zorluyorum
daha iyi gördüm sizi diyor
sadece daha iyi hazırlandım görüşmemize
ve önceki on gün ağlamadım
akıllı bir kız olmaya karar vermiştim
fakat canımın acısı o kadar derindi ki
ne önemi vardı gururun
ne önemi vardı şerefin
her şey önemsizdi
tek bir yalan olmaksızın bütün çıplaklığıyla anlattım boşluğa
boşluk var mıdır?
boşluk kimindir?
yokluğa anlatmış olmalıyım daha doğrusu
daha serin günleri beklemek üzere ayrıldık
hep ayrılırız
arzu her zaman yalnız kalır
yoruldum
uzun zamandır baş kelimem göz yaşları
ellerimdeki titremeyi biraz olsun durdurabildik nihayetinde
boyanmamış seramiklerimi halledeceğim ve çizime geri döneceğim
bir posta da ellerime ağlamayacağım en azından
ufak tefek planlarım var
yüksekten atlayamam
kendimi asamam
hayır hayır henüz canıma kıymıyorum
kahrolası anılar
sıcak
ortadoğuda kadın olmak
menstrüel kıyametler
etrafı topluyor düzenliyorum
kafamın içini hiçbir şekilde düzenleyemiyorum sanki
ya da çok fazla iş var yapılacak
sadece seninle geçen dakikalarda gülüyorum dedim
bunları unutacak mıyız günün birinde
önemsizleşecek mi tüm bu sevgiler sevinçler
arttırıyorum
üstüne koyuyorum
aşırılığa kaçıyorum
kaybedecek zaman yok
sabah karnımda sancılarla uyandım. işin ilginç yanı o sırada kafamın bes berrak olmasıydı. her sabah tazecik bir güne uyanırken olanları hatırlıyor ve yeniden hüzünlere gark oluyordum. bunu nasıl bırakabileceğim zamanla mı geçecek bilmiyorum. yaşadıklarımın anormal olduğuna inandırılmıştım bir vakit. sonra kaybetmenin kötülüğe uğramanın ve incitilmenin dünyasına göz attım. normal neydi? benim gibi insanlar ne durumdaydı gözlemledim. tabiata baktım. geçmişin adaletinin sağlanamayacağı gercegini kabul ettim. böyleydi bu işler. ona daha çok sarılmak geldi içimden. bu sefer hatasız olmalıydım. kendime hata yapma şansı tanımamam gerektiği inandırıldığım bir başka zalimce düşünceydi. ifade etmeyi öğreniyorum. dahil olmayı. bu benden isteniyor. uzak bir ses gibi. bir zamanlar sesimin duyulması için ne çabalar vermiştim. ne yıkımlar yaşamıştım. ne çaresiz bırakılmıştım.
uzun zaman sonra okuma alışkanlığıma döndüm. yavaş yavaş toparlanmaya çalışıyorum. adil olmaya gayret ederim her zaman. kendi değişimime ayak uyduramıyorum bazen. bu yeni yabancıyla ne yapacağımı bilemiyorum ve kendimden ürküyorum. eski kendime dönmekten de korkuyorum öte yandan ona bakmak bile ürkütücü. zavallı, saf ve fazlasıyla iyicil.
kısa çıkış yolum hep yamacımda. bazen gözüm ölümle yaşam arasındaki o ıslak ve soğuk geçişe değiyor. ağlıyorum. gariptir ki hayatta olduğuma işte o zaman emin oluyorum ve bu bilginin getirdiği sorumluluklarla baş etmek gerektiği endişesine kapılıyorum tekrar.
farklı karakterler
farklı yaşantılar
farklar
benzersizlikler
çıkışı buluyorum ve kaybediyorum her seferinde
iyi nedir
kötü nedir
tanrıyı bile var olmaya zorlayan tüm o kişilikler
düşünmeye ve sorgulamaya başlamak uzun bir yol. ürkütücü başlarda. irkilmeye bir ihtiyaç gibi bağlıyım bense. bilmek yaşıyor olmak demek benim için.
fakat bazen yavaşlamam gerekiyor
bedenimin tepkileri kaygı verici bazen
kendi kendimi şaşırtıyorum.
birden mi delirir insan
durulması gereken yer neresi
kendimi durduruyorum
bedel bedenim
yaşamak bu mu olmalı
bu oluyor
benim kelimesi
ben ve benim
devamım
büyüyüşüm
güçlenişim
var oluşum
var edişim
uğrunda cefa çekişim
değişimlerim
kopup giderken benden bütünlüğümü bozanlar
zarar görüşlerim
derinlerimi parçalayarak kök salanlardan
geriye kalan kuru köklerle başa çıkma çabalarım
benim
bir avuç dolusu su denizde nice balığa değen
dağılan
geçirgen olması gerekirken sert
gevşiyorum
sonra karnımdaki ağrılar telefondaki ses dikkatimi büsbütün dağıtıyor
yapmam gereken işe geri dönüyorum
"ellerin benim okşanışlarım
benim gündelik akortlarım
seni seviyorum çünkü ellerin
ellerin adalet için çalışıyor
seni seviyorum çünkü sen benim
aşkımsın, suç ortağım ve her şeyim
seninle sokakta omuz omuza veririz
ve ikimizden de çok olduğumuzu biliriz
gözlerin benim özel sihirim
kem günlerden sakınmak için
seni seviyorum çünkü bakışın
hep ufukta ve tohumu geleceğin
ağzın ki hem sana ait hem de benim
ağzın hakkını veriyor her kelimenin
seni seviyorum çünkü ağzın
nasıl haykırılacağını biliyor isyanın
seni seviyorum çünkü sen benim
aşkımsın, suç ortağım ve her şeyim
seninle sokakta omuz omuza veririz
ve ikimizden de çok olduğumuzu biliriz
çünkü sen o içtenlikli yüzünle
hülyalı ama kararlı yürüyüşünle
dünya için gözyaşı döküşünle
çünkü sen halksın seni seviyorum
çünkü aşk dediğin bir hale değil
ne de emsal bir ahlaki mesel
çünkü biz seninle bir çiftiz
ve hep biliriz ki yalnız değiliz
seni burada seviyorum cennetimde
yani kendi memleketimde
insanlar mutlu yaşar her yerinde
buna izin verilmese bile
seni seviyorum çünkü sen benim
aşkımsın, suç ortağım ve her şeyim
seninle sokakta omuz omuza veririz
ve ikimizden de çok olduğumuzu biliriz."
Mario Benedetti
Hayattan asla emin olma
Bu benim yedigim en sağlam sille
Ölümcül darbemin morartisinda beliren mesaj
Asla emin olma
Ama kendin ol daima
Korkma Arzu
Yalvarırım korkma
Hayatın onda sekillenisine bakiyorum
Onun hayati isleyisine
Kondurmasina üzerine
Ciceklenmesine
Mercanlar kusanmasina
Şanslı
Türlü renkler yansıtan herkes kadar yaşamış ve farkında
Ağladığını görebiliyorum kapalı kapılar ardında
Ama cicekleri var
Ama mercanlari
İnciler içinde sıra sıra
Adımlarını bazen onun yerine ben atıyorum
Bazen onu yaşıyorum
İmreniyorum
Hiçbirinden haberi yok
Yanağına dokunuyorum
Gülüşünde geziniyor gözlerim
İşte benim de sahit oldugum hayatı görüyor
İşte yansittiklari neredeyse benim
Ah bu yakınlık duyma; ait olma arzusu
Urpertimi alıyor
Sakinlesiyorum
Ve
Penceresini kapayıp çıkıyorum.
Onda büyüyorum
Toprağım o
Köklerimi salıyorum
Onda dönüyorum baska bir hayata
Yenileniyorum
Asitler salgılanıyor
Ilerliyorken ben
Olabilir bunlar diyor
Olabilir
Biliyorum
Gövdem baska bir gövde
Yapraklarim, dallarım yabancı
Başka türlü bir var oluş bu
Değişmişim
Tanıyamıyorum
Toprağı beni icine alıyor
Kendimi bırakmışım
Istedigini yarat
Ya da yok et fark etmezdi
Var sayilmazdim
Büyüyorum
Havvanım ben
Yeni bir isim alıyorum
Ayı özlemişim
İncecik
Benden kesilip konulmuş bir parça, gökyüzünde
Alıştım artık halime
Boğazımda koca bir yumru
Islanıp duran gözlerime
Aya hala bağlıyım
Baska nerede gözler birleşir bir yüzle
Sakin, sevecen, merhametli ve sadık
Sadece bu döngüye
Döngü
Periyot
Kadın olmak
Aya bağlanmak
Babamın türküleri bitmiyor
Derdimin üstüne miskal dert binse perişanım, beterim
Utangacligim
Bastirilmisligim
Yalnızlığım
Düğümleri açıyorum dislerimle
Tırnaklarımla
Yine aynı kendimim
Zarif ve kaygılı kalbim
En çok annemin kızı olmak istedim
Bütün bu bedellere deger miydi
Elimden gelen dagilisima engel olmadı
Ay
Hali
Halim
Derdimi sansurleyislerim
Kuşak çatışmaları
Her sey paramparça
Her sey bölük pörçük
Sıra Sıra patlayan silahlar
Düğün şarkıcısının yorgun sesi
Çalgılar
Uzaktan, alakasız ve dahil hayatıma
Nasıl delirmedigimin bir sırrı yokmuş
Henüz sürecin içindeymişim
Bu günlerde tanrıya ihtiyaç duyuyorum
Halletse halletse o halleder
Tık yok
Asitle beraber eriyor sanki bir kısmım buhar
Acı çekiyorum
Dilim suratım uyuşuyor
Bileklerim karincalaniyor
Suratim yanıyor
Hayatın beni terbiye edişine izin veriyorum
Hatta uzerine uzerine gidiyorum
Artık bana yırttırtacak bir şansım yok
Ne olacaksa bir önce olsun
Günlerim yaklaşıyor daha da duygusallasiyorum
Bedenim
Var oluşum
Gerceklerim
Dağılmış bir sandık gibi
Dağıtılmış...
Her bir parcaya ağıt yakıyorum
Yanaklarımdan koca yaşlar süzülüyor
Etrafinda ağaçlar, çimenler, çiçekler yeşermis
Yesertecektim oysa hayatımı
"Ashes to ashes, dust to dust"
Kimse kimsenin icindeki yalnızlığı bilemiyor
Görünmüyor
Tüm o mutlu anlar o tutulamaz
O kayıp
Ne kadar hızla akıp kayboldu
Yalnızlık bir yana
Yoksunluk bir yana
Hicbir gülüş gercek degilmis gibi geliyor
Derimi yüz
Göğsümü yar
Tüm kötü büyüleri uzaklaştır
Şüpheli bir ölümüm ben
Dayarsan kulaklarını dudaklarıma
O ismi de duyacaksın
Gidersem gideyim
Nereye gideyim
Cesedimi tüm sınırlarda gezdiriyorum
Gel diyor biri
Afgan kadınlarına bak nasıl da cesurlar
Sen de yapabilirsin diyor
Cesedimden parça parça tüm sınırlara gömüyorum
Gidemiyorum
Ayağa kalkacak takatim yok
Burnumu yerden kaldıracak halim kalmamış
Yeri soluyorum
Hayatım yatağın yüzeyi
Ya da halı deseni
Bana yardım edin
Bu seferki tembellikten degil
Bu seferki ruhun ölümü
Gökyüzünün anlamı yok
Yüzümü çevirmiyorum ne aya
Ne de yıldızlara
Güneş ısrarlı bir sekilde yüzümü avucluyor
Bir pitonun yuttugu insanım
Hadi artık boğ beni
Öğüt beni
Beraber sürünüyoruz sanki
Azıcık nefes alıyorum
Ayaklarım tutmuyor
Iyi degilim doktor
Bir şeyler eksik
Saydığım seyler değil
Saydığın şeyler değil
Biraz daha eseleyin kanımı
Bir seyler fazla
Ah bir seyler
Kanımda, bedenimde çok fazla.
Ben de insanım
Yazsınlar
"O da İnsandı."
Onu düşündüm
Onu hep düşünüyorum
Bana normali sorgulatıyor
Bana şefkati sorgulatıyor
Bana cefakarligi sorgulatiyor
Bana iyi hissettiriyor
Iyi hissetmeye hakkım oluşunun resmi o
Vardım
Ve varlığımı kabul eden,
Sinesine sarmak isteyen biri vardı
İşte o gün uyandım
Yanımda onu istemedim
Fakat hayatima yon verdi
Belki de kurtardı.
Birden fazla ölüm fikri geçti zihnimden
Her seferinde başka türlü ölüyordum
Sonra canıma kiyisimla aramdaki tek seyin
Tek bir ölümle yetinemeyecegim gerçeği olduğunu anladım
Kurallarını yıktım zihnimin
Tüm yaşadıklarımın üstüne zaten bu neydi ki
Gece
Zaman akmıyor
Uyanık olmalıydım tüm gün
İlaçlara abanmadim
İzledim bedenimi
Bir şeyler anlattı durdu
Bir yabancı gibi baktım
Kararlılıkla bakıyorsun yuzume
Burada
Belirsizlik, dagilmislik ve acı var
Baska bir kaç sey daha eklenebilir belki
Hepsi yaşamdı.
Her şeyi özenle yerine koymaktaydim
Hata mi
Yapamazdim
Yapmamaliydim
Öyle uygun görülmüştü
Her şey ozenlice yerindeydi
Ve hicbir şeyi dagitamazdim
Biraz daha toparlayabilecegim
Ne vardi
Dağıtmak istedim
Biraz olsun
Fakat hala yerli yerindeydim
Bu yerli yerindeligin tüm ic yüzeyi
İçler acısı
Ve kanamaktaydi
Şşşşhhh
Ses etmemeliydim
Bu günü hafızama kazıdım
Kendi varlığımı
Bak gün batıyor dedim
Bir olta olsa fırlatıp geri çıkarırdım
At sirtinda bir adam
Koyunlarinin basinda cobanlar
Ilk defa fark ettigim yapilar
Köyler
Yüzüme sertçe vuran rüzgar
Yanan acıyan suratım
Toprak eskiden baktığım o toprak değildi
Kuru otlar daha deliceydi
Boş evler
Çirkin yapılar
yol boyunca dikilmiş taze fidanlar
korucular
Uzakta al oynak alevler
Suya inen hayvanları izledim
Uçan bir kuş yücelerde
Belki bir leylekti
Dikiz aynasına yansıyan yüzünde gezindi gözlerim
Bak dedim gün nasıl da güzel batıyor
Bu bizim son günümüz
Olta da yoktu ki geri çekebileydim
Hızlıca uzaklaşan kan kırmızısı güneşi
Yitiklik
Gozlerimdeki o yitiklik duygusu
Vücudumun her yerinden kazınıp atılan benin
Yası
Bir zamanlar var olduğumun kanıtı
Ağlamak yok
Düşünmek yok
Üzülmek yok
Fakat hasret var
Bilinç yerli yerinde
Gözlerim
Kendimi, kendi göğsüme sarıp saklayasim gelen o bakışlarım
Hayata tüm gücümle asılışlarım
Hissizlesen bedenimin en hassas noktalarinda kalan var oluslarim
Neden dokunulamaz ki gozlere
Neden öpülemez
Her şey katlanilabilir
Her şey kabul edilebilir
Fakat gözlerim
Üzgünüm
Sizler için ne yapabilirim bilemiyorum
Hasret sizden sorulur
Ne diyebilirim.