29 May 2014
zaman varolmayan bir şey
Herkesin bir doğum günü var, seninki de bu.
Gece iner, ölüm susar ötelikte
kendi başına ezan okur birisi. Sesinden çıkaramadığın
erkenci bir kuş öter bir çocuk
turuncu lülesini savurup geçer rüyandan:
Benim'çin kalk, der, çok uyudun, oynayalım.
Herkesin bir aşk günü var, Seninki de bu.
Öldürüp de hayat verir kimi sevgiler
sende olan O'dur, kilidini açan çocukluktur işte bu.
Ölü kalkar ölmemiş olduğ'una şaşarak:
Zaman varolmayan bir şey, yalnızca bazı anlar var
çoğalır çoğalır sonradan -
Çocuk büyür senin içinde aynı kalarak.
--m.yaşın
Gece iner, ölüm susar ötelikte
kendi başına ezan okur birisi. Sesinden çıkaramadığın
erkenci bir kuş öter bir çocuk
turuncu lülesini savurup geçer rüyandan:
Benim'çin kalk, der, çok uyudun, oynayalım.
Herkesin bir aşk günü var, Seninki de bu.
Öldürüp de hayat verir kimi sevgiler
sende olan O'dur, kilidini açan çocukluktur işte bu.
Ölü kalkar ölmemiş olduğ'una şaşarak:
Zaman varolmayan bir şey, yalnızca bazı anlar var
çoğalır çoğalır sonradan -
Çocuk büyür senin içinde aynı kalarak.
--m.yaşın
25 May 2014
"
-
yıkık köprülerde kalan sesim
şimdi serin rüzgârlarda bir parça bezdir
hangi yana dönsem
her parçam kimin
sor şimdi:
kül kimde, derin kimdedir
anlamak için yetmiyor yeni hafıza
hangi söz yeni, umar kimde
dedim:
nasılsa kıyamet değilim bir yüzde
hâtır değilim
adı kardeşine redif koşulan
bir çocuğum yalnız
ben o duvarlarda
sararmış bir fotoğrafım
üstümü örtün
yedi rüyâ görsem de kendimi görmesem artık
âh! onca kötülükten iyiliğe geldim:
sonunda bezdim
tanrım öldür
-
"
k. varol - tanrım öldür
ne mi yaptım uykulu gözlerle farkında olmadan ihtiyaç molası - her zaman varol inan ki derken buldum kendimi. şey, soyadından çağrıştı da dedim
-
yıkık köprülerde kalan sesim
şimdi serin rüzgârlarda bir parça bezdir
hangi yana dönsem
her parçam kimin
sor şimdi:
kül kimde, derin kimdedir
anlamak için yetmiyor yeni hafıza
hangi söz yeni, umar kimde
dedim:
nasılsa kıyamet değilim bir yüzde
hâtır değilim
adı kardeşine redif koşulan
bir çocuğum yalnız
ben o duvarlarda
sararmış bir fotoğrafım
üstümü örtün
yedi rüyâ görsem de kendimi görmesem artık
âh! onca kötülükten iyiliğe geldim:
sonunda bezdim
tanrım öldür
-
"
k. varol - tanrım öldür
ne mi yaptım uykulu gözlerle farkında olmadan ihtiyaç molası - her zaman varol inan ki derken buldum kendimi. şey, soyadından çağrıştı da dedim
23 May 2014
20 May 2014
yaşamam gerekiyor
yaşamam gerekiyor: kırılgan gün ışığını parlatmak için
sulara vuran gülen yüzlerin aydınlığıyla
yağmuru geçmek, ferah bir aydınlığa çıkmak için
derin uyumuş dostları
depremden habersizleri uyandırmak için
yaşamam gerekiyor: esip alınlardaki teri silmek için
gökyüzünün mavi serinliğiyle
yorgun bedenleri okşamak için
kıldan ince köprüler ve körlerin iplik geçirdiği
iğneler aşkına
bir cenneti öpüp kenara koyarak
kendi cehennemimde kana kana kaynamak için
kesilmişken bile şahdamarım
hayatımın kumarını oynadığımı sanmak
gibi bir çocuksu avuntu
üç ayak sehpaların dikine duruşu
denizleri gezen gezmiş
asılan aslanların inandığı doğrular kıyıda köşede
yörüngesi kayık şakülü kaçık dünya
ellerimle yazdığım iki dize
eflatun yansımaları ilk çağlardan
devlet
ve nöbet
diye gidiyor h.yurttaş'ın "yaşamam gerekiyor" şiiri
sulara vuran gülen yüzlerin aydınlığıyla
yağmuru geçmek, ferah bir aydınlığa çıkmak için
derin uyumuş dostları
depremden habersizleri uyandırmak için
yaşamam gerekiyor: esip alınlardaki teri silmek için
gökyüzünün mavi serinliğiyle
yorgun bedenleri okşamak için
kıldan ince köprüler ve körlerin iplik geçirdiği
iğneler aşkına
bir cenneti öpüp kenara koyarak
kendi cehennemimde kana kana kaynamak için
kesilmişken bile şahdamarım
hayatımın kumarını oynadığımı sanmak
gibi bir çocuksu avuntu
üç ayak sehpaların dikine duruşu
denizleri gezen gezmiş
asılan aslanların inandığı doğrular kıyıda köşede
yörüngesi kayık şakülü kaçık dünya
ellerimle yazdığım iki dize
eflatun yansımaları ilk çağlardan
devlet
ve nöbet
diye gidiyor h.yurttaş'ın "yaşamam gerekiyor" şiiri
19 May 2014
15 May 2014
13 May 2014
zamanla
burada olup biteni
sakin bir rüzgar anlatır
sakin bir rüzgara baş sallar başaklar
burada derin kuyulara inilmez
ayakkabının eskimiş yerinden çıkıp gelir beyaz bir hikaye
burada saatler yorgunluğa doğru ilerler ya da sabahın ilk ışıklarına
atlar yarı aç
köpekler yarı baygın
toprağın altında kalmış
diyebiliriz ki gömülmüş ev ve insanlarla
burada hayat yarı yaşanmakta
sizin korkularınız nasıl sızmış buraya anlamıyorum
alın ve gidin telaşlarınızı
ve burnunuzu
12 May 2014
6 May 2014
yanık sabahlar
sabahları geceler incelir ya biraz
kimse bilmez işte bunları
kıvrımında ağzının uyanınca uçurtmalar
içimde hayatı ağlayan biri vardı
kederden ellerim vardı kimse bilmez
tül tül akan efkârdım akşama
günleri okşayarak öperek yılları
kalbim bir ormanda kış ayları
kırbacın vurduğu atın hızında çarpardı
sabahları kâğıt gibi yanar ya ucundan
eksik redifte kül olur satırlar gazel
ürpererek trenler, periler donarak
aynı biçimde eskir kimse bilmez
veremli mendille telaşlı kalp
bilmedim neden susar kuşlar kimse bilmez
nasıl akıp durur gece suyun ak teninden
yanarak gözyaşları saçlar karışarak
susarken bir gemi usulca demir aldı
çağlayıp durdu bir şey derinden
sabahları bensiz uyanınca üşüme diye
mavi bir hırka bırakır gittiği yerde ay
elma kabuğu kaynar çaydanlıkta
radyoda incesaz ve limonlu zeytin
içimde hayatı anlayan biri vardı
-o. caymaz-
-pervaneyle yaren
kimse bilmez işte bunları
kıvrımında ağzının uyanınca uçurtmalar
içimde hayatı ağlayan biri vardı
kederden ellerim vardı kimse bilmez
tül tül akan efkârdım akşama
günleri okşayarak öperek yılları
kalbim bir ormanda kış ayları
kırbacın vurduğu atın hızında çarpardı
sabahları kâğıt gibi yanar ya ucundan
eksik redifte kül olur satırlar gazel
ürpererek trenler, periler donarak
aynı biçimde eskir kimse bilmez
veremli mendille telaşlı kalp
bilmedim neden susar kuşlar kimse bilmez
nasıl akıp durur gece suyun ak teninden
yanarak gözyaşları saçlar karışarak
susarken bir gemi usulca demir aldı
çağlayıp durdu bir şey derinden
sabahları bensiz uyanınca üşüme diye
mavi bir hırka bırakır gittiği yerde ay
elma kabuğu kaynar çaydanlıkta
radyoda incesaz ve limonlu zeytin
içimde hayatı anlayan biri vardı
-o. caymaz-
-pervaneyle yaren
5 May 2014
4 May 2014
1 May 2014
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)