Küçük ve güzel ayrıntılar vardı, büyük ve parçalanmışların yanında.
En keskin inançla yırtıyorum kaderi, ihtiyatlı ve artık yolcu. Hak edilen mi alındı yoksa daha fazlasına mı sahip olundu, deforme olmuş bir ses yeter durumu açıklamaya..
Orta boylu gecenin uzun boylu düşünceleri, kulaklarım nefes alışlarında. Parmaklarım, hınzır parmaklarım
yıllar sonra yeniden ve yeniden ve yeniden ancak daha inançsız ancak daha zevksiz ve ancak daha yalandan
Haykırıyorum: sakın öldürme onu!
ve etrafındaki ruhlar kahkahayla güldüler. -t.b-
Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez Cânânsuz cihân gerekmez.
FUZULİ-
ben hayalet değilim, olmak isterdim ama, değilim ama, ben hayalsiz et ...
sağ omzunda meleği olanlara karışmamayı öğrendikten sonra bir daha karış karanlığına, sağ omzundaki kelebeklerini kirlettikten sonra, zaten kirli olan hastalıklı ve yalnız sessizliğini ve meleğin ne olduğunu bilmeyen inançsızlığını koy dizine uyumaya devam etsinler...
ahh sınırlar var bu hayatta, sınırlar görmeyen gözlerine dayanmış.. ve savaşlar uykudan uyanmış.. kelimeler bir kaç satırda saklanmış.. iyi de dediğim gibi salak olmak bana göre değil, sadece iyi olmaya çalışıyorum.. yalnız iyi olmak sana göre farklı bir şekildeyse, be de şekilden şekile giriyorum.. en çok koyacak olan değil midir ki bir elveda bile demiyorum...
mavi ya da gri değil elleri sadece kirli bir renksizlik üzerindeki, elleri bir düş şisesi.. yanlış bir düş ... ama artık ben geçiremem bu lekeleri...
beynimdeki karıncalar acıktı nasıl birşey bu bitti dediler ve hücrelerimi kemirdiler
içimizdeki deprem sonucu mutfaktaki tabakların tümü kırıldı, artık kimseye yardım edemezdik.. dişlerinin arasında hastalıklar büyütenlere ise asla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Noktala