23 Oca 2012

-




bu ba bu aaaa

kardan başka bir şey yok
hayal
hayal
hayal
hayal
bir şehir ve bir hayal ve soğuk da var aslında

21 Oca 2012

bu soğukta bu soğuklukta yapılabilecek en aptalca şey derim geçmişte kalmış doğumun

asla yakalamayacaksın nice kadının doruklardan eteklere akan sesini, bu çıplaklıkta neyin nesi. bir beyazın en hoşnutsuz halini görüyorum  yüzünde gezinmesine mahkum kılınca. kafamı çeviriyorum sadece, boynumda duran turuncu boncuklar, yasadışı boy uzunluğumla, topuklarımın tüm acımasızlığıyla kanatlarımda yaratılmış rüzgarla önünden geçip gideceğim sadece. düş kırıklığı, büyük kardeşin huzursuzluğu ama asla anlaşamayacağız. içimde sadece bir oyun bir sahtekarlık bir kahkaha atma isteği.
ona da dedim şefkatimin yaralanması bozdu düşlerimi, acımasızlık yaratmaya başladı ruhumda. kimse kimseyi umursamıyorken benim kurtarıcı olmamı beklemeniz ve tüm saflığımımla kurulanmanıza müsade edecek kadar ahmak değilim. harkuladelik yok bir çok harkulade şeye sahip olabilme yetiniz umurumda değil ki hissedemiyorsam sizi ölüsünüz, benden aşşağı kalır yanınız yok.
bana iyi bakın.

15 Oca 2012

en yakınımdaki olacak olan

batıkent tarlası manzarasızlığı
bozulmuş gözlerim
tüm hayatım
uyku
pijamalar
yastık kılıfı
korsan
onca uyku probleminden sonra uyku adına her şeyin bağımlısı olundu
akedemik kariyer
sokaklar bir aylak olmadan kaç yıl daha yaşar
halit mini market duruyor mu yerinde hala
topumuza söven duvar yazıları iyice kapatılmış
yaşama isteği kalmıyor, anne özlemi içinde kalmak, bu nevresim de güzelmiş
dünyayı kontrol eden güçler hücreme bile dokunamaz, hoş kanser olmama sebep olsalar da
oyuncular, gereksiz yorumlarım
üçüncü şahış
haberler
yaşantılar
anlaşırsak neden olmasın?













14 Oca 2012

küçük

özgürlüğümü ve yastığımı istiyorum!

11 Oca 2012

-

yanlışın doğrularını ve güzelliğini yerlebir ediyor; etme

kimse bir diğerinden aşağılık değildir, sadece kandırılmış, hasta, yoksun ya da canı sıkılandır. sev kendini, o zaman beni sevmenin gerçekliğine varacaksındır. içinden gelen gibi konuşman iyi güzel de dizginlensen fena olmaz biraz, biliyorsun. benimle iyi anlaşacağına inanıyorsun, ama pek süklüm püklüm bir gidişat... ama gidiyor  sonuç olarak... cevap hala hiçbiri tabi... zor zamanlarımın kahramanı gibi bir komik adın var ya çoğunlukla bundan yırtıyorsun sinirlerimin yatışmasında, tuzluk gibi bir şey seni :)

bir evliliğin adını akdeniz foku diye kayıtlara geçirmek üzereydiler

ah canım,
ah canım.
keyif aldığım bir şeyi yapar gibiyim bunları düşününce (ağacaçıkıyormuşumkenki çılgınca hallerim gibi) tek elle tırmanılacak bir hayat değil ki, dallarinaa hakim olamadığım hızlı ve değişken bir sürüklenme.
sizler mutlu olun diye değil sırf can sıkıntısından boşanmamın muhtemel olduğu bu evlilikte ben kötü kadın siz yanlış tercih yapmış suratlar olacaksınız, her boku iyi bildiğinizi sanmayın artık size koca bir sorun olacak bir çocuk besleyeceğim karnımda, anne diyecekmiş bana bağlanacakmışım ona, doğamın mahkumuyum ya...
hiç yaşamış sayılmayacak o çocuk, kırık bir yaşanmışlık olan bu evlilik gibi, sevmediğim kayınvalidem gibi, sevmeye çalıştıkça başarısız olduğum sizler gibi olacak bir çocuk,büyüdükçe sizin ona bahşettiğiniz yanlışlarınız genlerinden şahlanacak sonuçta.
ah canım sevgili kocam, bu nikah bir fotoğraf karesi basitliği taşımıyor ve seni tanımıyorum.
bu düğün müziği bizi yeni bir umuda sürükleyemez biraz değişiklik yaptık sadece hayatımızda ayrı ayrı, kalıcı olmayan! bir hikaye sayfasında koparılıp buruşturalacak değişiklikler,okunulası olmayan..

8 Oca 2012

belki hiç dokunmadı uzamış sakallarına

abim durup durup bana aynı şeyi söylüyor, benimse pek önemsediğim yokkimse önemsemiyor ya kendi kendine düş kuruyor.

5 Oca 2012

kapatmadı, devam etmek isteği değil, bu sesi bir daha çalar mı endişesiydi



kadın, kalabalık  hele apar topar gelen duygusallık hali
hele bu mide bulantısı
hele bu ağrı
bir şarkıyı ikinci bir şarkının arkasına gizleyen bu haller, biten bir düğün



4 Oca 2012

yaptım, oldu. olamaz mı? uff ne bileyim ben

hata! evet hatacık
hastayım da

3 Oca 2012

akşamdan kalmadır bu güneş, oldukça mutlu gibi duruyorsa da bu kış günü pek sevecen değil yüzü



bir kaç perde daha açılır aramızda

değil midir ki iki hafta sonra göreceğim
değil midir ki aretık yoruldum
değil midir ki doğayı makinasının içine çeken elinde tuttuğu varsın bu kısır döngüde donup kalsın
üzerleri gelecekle kaplı çocuklar doğsun
değil midir ki yosun koksun rüzgar
ayaklarım geri geri gitmekle bir gereksizlik yaratıyorlar sadece