artık bir yaşayan gibi davranmayı kesmem gerektiğini burnumu bir şürü acıya çarpınca anladım
gördün mü dediğimin ne kadar kırmızı olduğunu
kanayan bir kalp bekleme benden burnum kanar ama, yaa işte öyle
bir ölü olARAK TUTMAYACAM AMA ELİNİ BÜSBÜTÜN YAŞAYAN GÖSTERECEK BENİ sevgin
yüzüme bir gülücük yerleşecek avuçlarıma bırakacağım zaman yazmak dediğim bir ağrıyı
ellerin ne de sıcak olacak, ne de ölümsüz bir öpücük dolduracak farkımızın anasına söverken
tümüyle ölü olarak aynı suyun içine dalacağız sonra, ben boğulmam sonsuza kadar dipte kalabilirim ama sensiz ne anlamı olacak bir yaşayanın parmaklarını tutmam gerek, sırayla parmaklarımı parmaklarına dokundurmak, biraz ortaçgil dinlemek için nefesimi boynuna bırakmak şah damarının şarkısına yerleşmiş en ortaçgil kokan şarkıyı dinlemek
teninle mi konuşmak hayır, teninleşmek
sana yazmıyorum düşlerime yazıyorum, birlikte kırmaktan zevk aldığımız, birlikte!
yaşama dönmemi bekleme benden bu benim için bir hayata dönersem kulakların istemeyecek beni konuşmayı beceremiyeceğim, gözlerim anlamsızlaşacak şimdiki gibi donuk donuk bile bakmayacaklar
ağlayamadıkları için çamlaşıp parçalanaçaklar, kalbim hiç bir sevgiye bulaşacak bir kirliliği kaldıracak gibi de değil, yorulacaksın beni sarsmaktan kendime geleyim diye çünkü ne derece seveceksin ki, inanıyor musun beni sevebileceğine.
paranoyak ölü, saplantılı, sevgili yazamayan, yazamadığı için sürekli tahta kalem alıp kemiren dişli dişi,
bir ölüyüm annemden benim ruhumun rahatça dolaşabilmesi için yaşlı komşu teyzeye akşam yemeği götürmesini istemek hakkım değil mi, ama söylesem duymaz. sadece kabuslarımı uyanık halimden def etmek için yapabilir, öldüğümü bilmiyor henüz, kabuş gördüğümü sanıyor cehennemimin arasına çeklmiş camın farkında değil dört bir tarafımı sarmış.
insanlar neden birbirlerini sevmiyorlar neden hiçbirşeylerinin olmadıklarını doğarkenki çıplaklığın elbiselerle giderilmediğini anlamıyorlar
çıplak bir ölü bile olamıyorum, böceklerin ve çiçeklerin hayatlarına dahil olma huzuruna kavuşamıyor hücrelerim birilerini sevmek hatasıyla acı çekiyorlar, ölü olamayan ölülerim beni..
sevgi işini abartmışım ben hücrelerim küçük ve aciz hücrelerimle seviyorum her hücremle sonra tüm bedenim ağrıyor insanlar kalplerinden nefret ediyorlarken beyinleriyle sevgiye saplandığı için benim beyin hücrelerim aşk delisi, sevgi delisi, neden sevemezmişim deyip başımı belaya sokuyorlar kalp dinlemez beyin dinlemez peki neyim ben geri kalan ölü ben neyim
kulaklarımda sesin duyuluyor, ah kalbin sıcacık beni seviyor, sen varsın, iyi ki varsın sevgili telefondaki bir tanecik yaşayanım ve paylaşamıyacağım
tüm telefon konuşmaları insanlar gibi kapanmak üzere yaratılmıştır insanlar tarafından, sesi tükeniyor ama varlığı benimnle denilebilecek bir sevgi ama.
hışt hala ölüyüm ben be :)
bir akşam gözümde yaş tütüyor şarkıdaki gibi değil her akşamki gibi
...
gördün mü dediğimin ne kadar kırmızı olduğunu
kanayan bir kalp bekleme benden burnum kanar ama, yaa işte öyle
bir ölü olARAK TUTMAYACAM AMA ELİNİ BÜSBÜTÜN YAŞAYAN GÖSTERECEK BENİ sevgin
yüzüme bir gülücük yerleşecek avuçlarıma bırakacağım zaman yazmak dediğim bir ağrıyı
ellerin ne de sıcak olacak, ne de ölümsüz bir öpücük dolduracak farkımızın anasına söverken
tümüyle ölü olarak aynı suyun içine dalacağız sonra, ben boğulmam sonsuza kadar dipte kalabilirim ama sensiz ne anlamı olacak bir yaşayanın parmaklarını tutmam gerek, sırayla parmaklarımı parmaklarına dokundurmak, biraz ortaçgil dinlemek için nefesimi boynuna bırakmak şah damarının şarkısına yerleşmiş en ortaçgil kokan şarkıyı dinlemek
teninle mi konuşmak hayır, teninleşmek
sana yazmıyorum düşlerime yazıyorum, birlikte kırmaktan zevk aldığımız, birlikte!
yaşama dönmemi bekleme benden bu benim için bir hayata dönersem kulakların istemeyecek beni konuşmayı beceremiyeceğim, gözlerim anlamsızlaşacak şimdiki gibi donuk donuk bile bakmayacaklar
ağlayamadıkları için çamlaşıp parçalanaçaklar, kalbim hiç bir sevgiye bulaşacak bir kirliliği kaldıracak gibi de değil, yorulacaksın beni sarsmaktan kendime geleyim diye çünkü ne derece seveceksin ki, inanıyor musun beni sevebileceğine.
paranoyak ölü, saplantılı, sevgili yazamayan, yazamadığı için sürekli tahta kalem alıp kemiren dişli dişi,
bir ölüyüm annemden benim ruhumun rahatça dolaşabilmesi için yaşlı komşu teyzeye akşam yemeği götürmesini istemek hakkım değil mi, ama söylesem duymaz. sadece kabuslarımı uyanık halimden def etmek için yapabilir, öldüğümü bilmiyor henüz, kabuş gördüğümü sanıyor cehennemimin arasına çeklmiş camın farkında değil dört bir tarafımı sarmış.
insanlar neden birbirlerini sevmiyorlar neden hiçbirşeylerinin olmadıklarını doğarkenki çıplaklığın elbiselerle giderilmediğini anlamıyorlar
çıplak bir ölü bile olamıyorum, böceklerin ve çiçeklerin hayatlarına dahil olma huzuruna kavuşamıyor hücrelerim birilerini sevmek hatasıyla acı çekiyorlar, ölü olamayan ölülerim beni..
sevgi işini abartmışım ben hücrelerim küçük ve aciz hücrelerimle seviyorum her hücremle sonra tüm bedenim ağrıyor insanlar kalplerinden nefret ediyorlarken beyinleriyle sevgiye saplandığı için benim beyin hücrelerim aşk delisi, sevgi delisi, neden sevemezmişim deyip başımı belaya sokuyorlar kalp dinlemez beyin dinlemez peki neyim ben geri kalan ölü ben neyim
kulaklarımda sesin duyuluyor, ah kalbin sıcacık beni seviyor, sen varsın, iyi ki varsın sevgili telefondaki bir tanecik yaşayanım ve paylaşamıyacağım
tüm telefon konuşmaları insanlar gibi kapanmak üzere yaratılmıştır insanlar tarafından, sesi tükeniyor ama varlığı benimnle denilebilecek bir sevgi ama.
hışt hala ölüyüm ben be :)
bir akşam gözümde yaş tütüyor şarkıdaki gibi değil her akşamki gibi
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Noktala