27 Mar 2011

tarlanın ötesinden geçen trenin alıp götürecekleri

bir şekilde varıyorum bu yere, kurak, sıcak, tozlu olan hep aynı duruşa sahip bir döngünün herhangi bir noktasında... yeşili artıyor şimdilik gecelerine insan sesleri karışıyor, otomobiller aynı huysuzlukla devam ediyor yollarına bazısı yolda kalıyor... bir zmarit fırlıyor gecenin içine yanağımı sıyırıp geçiyor kızılına şahit bırakarak beni belki herhangi bir çocuğa kızılı anlatacakken o kızıllık geçecektir aklımdan yolun karşısına geçiyorum.. merdienleri basık koridorlar karanlık duvar rengi nahoş.. yürüyorum ya elleri boynuma bağlanmış ruhum peşim sıra sürükleniyor kelimeleri ellerimi sarsıyor ne sorunun olabilir sorunun falan yok falan tabiki sorunum yok onların benimle sorunu var bu da benim onlarla sorunumun olmasıyla aynı kapıya çıkıyor hem sorunlardan bahsetmeyi kesmek gerek birbirimizi bu kadar duymazken altı üstü bir yalnızlık durumu başa çıkmamız gereken hem susma da ama.. bir merdiven daha çıkıyorum ne içinde deli divane bir mutluluk var ne de bir telaş o yüzden düşmeyeceğim kessin ama cümleleri avucumdan bırakıyorum boncuk gibi düşüyorlar bir şey hissetirmiyorlarsa en azından görüntüyü güzelleştirsinler.
yapmam gereken bir yığın saçma sapan şey var ama beynim de bedenim de red ediyor hangi birine söz geçireyim, bir köşeye yığılsam ne çıkar hem bir köşe de yok ya, ne bir kapı arkası ne merdivem basamakları..
eski kokuyorlar zaten yosunlar boşalıyor beraberinde sadece yosunlar, eskiden olsa bir okyanus neşesiyle akarlardı henüz inancım varken anlamı varken yaşamanın üzerinde bir sarayın kurulu olduğu bir dalım varken...
arkın hep içimde bir korku var diyor, her an hiç bilemeyeceğimiz bir acı alıp başını yüreğimize gelebilir başımızdan önce.. benim de var içimde hatta öyle ki gelmeyeceği varsa bile yüzüme kıyamayıp canıma kıymaya gelebilir zaten çoğu acı ikimizin kalbinden geçti...
bekliyorum diyor günleri sayıyorum çok özledim falan, ben özlenecek bir şey bulamıyorum ya da istemiyorum, izmarit ikimizi sıyırıp geçiyor..
sınavım var sınavım demek hayatımın belirsiz kısmını görmem demek oluyor tıpkı bir büyücünün küresine bakar gibi bakacaktır gözleri sorulara telaşlı ve sonrasında değişmiş gözlerle, dünya bir batıl inanaç gördüklerimiz asılsız bence...
bu eteği seviyorum diyor kısa ve geniş olan kot eteği üstünde daraltılması gerekiyor yanındaki; yanımdaki iyi bir terziden bahsediyor filanca yerde...
soğuk, soğuk olsun istiyorum soğuğu o zaman battaniye sarıyorum kendime iki büklüm olup yazı yazıyorum işime geliyor, soğuk, ben üşüyorum ama sen uyuma..
birileri mutluluklarını havaya uçuruyor ben penceredeyken önümden geçenler bir yağmura yakalanıyorlar istenmeden..
bülent ortaçgil gece yalanları nı söylüyor, ben bişey demiyorum susuyorum söyleyecek bir şeyim kalmadı söylenilecek biri de..
hiç birşey in yerini dolduramadığı şey her şey midir yoksa hiç birşeyin ta kendisi mi...
on binlerce kişinin sevdiği bir her hanginin hayranı olmak yaptığım en büyük salaklık mı şaçma düşünecek olursan onbinlerce kişinin sevdiği bir herhangi basit olmalı basit olan şey hayran olunacak şey olursa bu benim kendime yaptığım bir hakaret mi olur hani ben hep en iyisiyle -bu ben den kasıt ben olmuyorum-
biri kapıyı açıp uyku durumumuzu yokluyor ortaçğil kimseyi umursamadan şarkısına devam ediyor kolu sargılı kapı kapanıyor düşlerimin on tanesinden biri arasına sıkışıyor kapının şarkının sözleri koşuyor buraya doğru

Gece yalanları
Kendime söylediğim
Ben en güçlü, en güzel
En doğru zannettiğim
Gece yalanları
Bahçemdeki kuş gibi
İlk bakışta siyah beyaz
Yaklaştıkça mavi
Sözlerde yorgunluk belirtisi var
Şarkılar tamam ama gizli kapaklılar
Gece yalanlarım
Sağda solda ipuçları
İpin ucunu çeksen düğümdür çıkışları
Gece yalanları
Gece yalanları
Gece yalanlarım
Sana anlattığım
Derine indikçe kıpır kıpır
En değişmez zannettiğim
Gece yalanları
Bir aşk büyüsü rengi
Kendini bırakmak en büyük korku
Baş edemediğimizden belki
Düşlerdeki isteksizlik midir?
En açık seçik olan belirsizlik midir?
Gece yalanları
Sağda solda ipuçları
İpin ucunu çeksen düğümdür çıkışları
Gece yalanları
Gece yalanları

birine rastlıyorum mavi gözlü sarı biri iyi biri kendisinden bahsetmiş bir köşede bir yerde yolamız kesişmişti  öyle kenarda köşede kalmış aslında gereksiz bir durum ya neyse kalsın..
burnumda yaşam tütmüyor gerçekten ben mutluluk falan istemiyorum aynı ölcüde mutsuzlukta istemiyorum yaşamak gözlerime kaçıyor tüm görüntüler görmek istemiyorum duymak bilmek sevgi de istemiyorum aşkta kirlenmek zorunda kalan tüm durumlarıda def ediyorum hayatımdan ama inmemiş kapı pencere yok ki duvar bile mevcut değil şaka mı yapıyorum, saçmalıyor muyum, hayal mi kuruyorum, paranoyalarım mı yine ne bu ne bu ne ne ha ne

güzel bir iki şey yazmış bir sürüsü bu birileri de alıp başını gitti somut olan şeyler en etkin yanıltma aracı ya sürü olmak istemiyorum.
balkonumu özledim sandalyemi tahta kalemimi kalemtraşımı yani özlemlerime yalancı adlar takıyorum anlamanız gereken ya da anlamam..

sözler dizdim şarkı yaptım iyi de müzik, müüzik iyi mi ben iyi miyim?

kelebekleri seviyorsun çoğu şeyin de pembe nasıl bu kadar nefret ve öfke dolusun hani koyu renkler içermen gerekiyor diyor az önceki birilerden biri kelebekleri kendi irademle seviyorum ama tüm koyu renklere küsüm kırmızı başlıklı kız yüzünden kırmızıya karşı bir anti patim var asla sevmedim o kızı diğer renklerle sorunum yok ama pembe birazcık bile var olsa çarpıcı duruyor geç renkleri onlar da anlamsız benim için bir ayağı çukurda tüm hikayelerin, içim acıyor sebebini bırakıp biraz gülümsesen inanacağım sözlerinin gerçekliğine defol istemiyorum sesini sevgili boşluk...

iki elim arasındaki sıcaklık farkı bu bir elin nesi var böyle?

uzun, ince, kırmızılı biri uykuda rüyasına bir kelebek gönderiyorum, içerisi soğuk dışarda otomobillerin homurdanmaları içinde uyumayan insanlar bir hedefe doğru bazısı müzik içinde bazısı karanığın hepsini farlarıyla aydınlatamadığının hüznü..

yarın yola çıkacam ve muhtemelen ölmeyeceğim sarılacağız birkaçgünlük hasretleri geçireceğiz bir kaç günlük yalan yüz ifedelerini yüzümüze fırlatıp...

iyi geceler sevgili boşluk...
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Noktala