24 Kas 2010

(alıntı)


Silinmiş insan suretleri peşine sokaklara çıktım...
Yürüyerek geçtiğim tüm sokakları dolandım gece boyunca
karanlıktı biri, öteki ay ışığına tutkuluydu...
Bulutsuzluğuna yıldızları çağırmış gökyüzünün altında biri..
Rüzgarla buluşmuştu diğeri...
Sordum...
bir bir hepinizi
usanmadan dinlenecek sayısız öyküleriniz vardı
sevgileri yarım bıraktığınız, utandığınız
kırılganlığınızı meşrulaştırma hesabına silip siliştirdiğiniz
paylaşımlarınız, özlemleriniz, korkularınız, düşleriniz
sordum,dinledim ama anlamadım
iyi de neden sakladınız?
Ne anlamı var artık söylemenin demişsiniz.
Bu saatten sonra olmaz deyip zamanı küçümsemişsiniz
sahip olduğunuz mal çokluğunda sefil ve hırsınız kadar yalnız olmak ve kaybolmak arasında varlığımıza yazık ettik
gerçekçi olmak ve mantık yontuları arasında...
Yürüyerek geçtiğim bütün sokakların üzerinde
dolandım gece boyunca nefesinizi nefesime katıp
toplayabilmek için duyarsızlık ve bencillik yüklü hep haklı çıkma ve güçlü kalma adına taktığımız maskeleri...
Öyle umarsızdı ki hergün geçtiğimiz o sokaklar
aynılığının bezginliğinde
topuklarla çiğnendiği
aynı umursamazlıkta
kimbilir kaç kez değiştirdi çehresini
uçurtma kuyruğunda
ağaçlar çiçeğe durduğunda
ve taşırken cüssesinden ağır bir deneyi karınca
yağmur altında ebem kuşağı...
Bir günaydın, bir merhaba hatırına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Noktala