Ne yaptın kendine?
Ne yaptım kendime?
Biz kimiz?
Bu üzerimizdeki kalıntı aşklar kimin?
Ne yaptın kendine?
Ne yaptım kendime?
Biz kimiz?
Bu üzerimizdeki kalıntı aşklar kimin?
Tane tane yıldızları işlediğim gök yüzünün altında beliriverdin
Tüm kötü ruhlar dağıldı böylece
Aşk ne kadar da uzaklardan gelmiş bana
Işıl Işıl gözler, sen kahkahalar kuşanmış
ask ah o aşk var ya aslında bir deli tohum gibi beklemiş
Tatlı yağmurlar yetmemiş ama bir güneş gibi cekivermis içimdeki ruhu kabuğundan dışarıya
Genişletip renk değiştirtmis ruhuma.
Gerçeği farklı biçimleriyle algıladığımız şeydi yaşamak. İnsandan insana ve zamandan zamana olan farklılıklarına rağmen hep aynı sona bağlıydı.
Kalbimi hiç böyle hissetmemiştim.. daha önce de kalbim duracak gibi olmuştu ama böylesini ilk defa hissediyordum. Panik, endişe ve merak eğer şiddetli bir boyuta gelmişse siz fark etmeden bakın bakalım neler oluyor.
Kalp atış hızımı hissedemiyorum sanki içimde yüzen bir şey var. bir boşluk.. gogsumun icinde kaygan ve elimden gitmekte olan bir parçam var adeta. Sakinlesmeye çalışıyorum yavaş yavaş hakimiyetimi geri kazanıyorum.
Bu olay ciddi bir ders etkisi yarattı bende. Gamsızlık ve boş vermislik haliyle yaşıyor; herhangi bir davranisimda değişiklik yaratamiyordum. Durdum! Ve kendime çeki düzen verdim. Sakinlestim. Kalbin ritmini bozan bu garip olay, bu sert karşılaşma tekrar etmemeliydi. Bu kadar ucuz değildi yaşam.
Yuvarlak ve yaşam dolu bir dünya gibi kendime kavuştum. Ateş, su, hava ve toprak bedenimde; henüz yeni sayılmam var birkaç yılım bu tanisiklikla. Dalgalarim vurdu; sıcaktı bazen de kavurdu.
Geçişi daha iyi kavradım. Geçiyordu, değişiyordu, dönüşüyordu.
Kendimle güvenli bir köşede ilgilenip düşlerime yol almaktaydım. Göktaşı düşer belki kıyamet de kopar ama ben artık yaşıyordum.
Sevmemek de sevmek gibi yavaş yavaş ve yer yer hızla büyür.
İyi bir yarışçı gibi sevmeyi geçer gider toz eder günün birinde
Gün geçtikçe küçülmekle kalmazsın;
Bozulur, çürür, dağılırsın
Ama gel gör ki bunca şeye rağmen henüz varsındır
Evet varsındır
Hala varsındır
Tüm bu muazzamligi korumak istersin
Fakat kalamazsindir.
Ocak 25
Bilinç içgüdülerimi tanıyor ve çatışıyor
Bilimcim içgüdülerim karşısında hırcınlaşıyor
Dışarının kalabalığı, gürültüsü,gerçekleri veya acelesi çok uzak
İçeriye sızan yumuşak ve ılık bir sabah güneşi
İçeri sızan bir mayıs gecesi
Onu sen getiriyorsun
Onu ben kabul ediyorum
Kıvrılıp yatıyorum.
~Mayısın bilinmeyeni. 2bin20+beş