Bilinç içgüdülerimi tanıyor ve çatışıyor
Bilimcim içgüdülerim karşısında hırcınlaşıyor
Bilinç içgüdülerimi tanıyor ve çatışıyor
Bilimcim içgüdülerim karşısında hırcınlaşıyor
Bütün uzuvlarimla hayattayım
Her şey aynı dış dünyada, değişen bir şey yok
Bıraktığım gibi -sanki daha fazla canlı-
Bedenimi tümüyle hissedip, yaşamaktayım
Vahşi bir ormandan nihayet günyüzüne çıkmış zihnim, ışıl ışılım.
k.11.23
Sonra sevgimdeki hatalılıktan utandım.
.
biraz ZAMAN geçti
.
Sonra bütün her şeyin eriyip gittiği geriye bir sanat eseri, yaşadığım duygulardan kalma eşsiz eserim kaldı
Bazen elimle dokunup hissettiğim, incelediğim
Oyulmuş, akmış, havaya ucurulmus, asitle yakılmış vs vs binbir darbeyle, oksayisla dolu yer yer
Yirmi dört saat boyunca değil tesadüfi bir anda, meraklı bir çift gözün dikkatini çekerse belki ah evet hatırlanan bir takım desenler.
Zihnin müzesinde bir köşeyi süsleyen ve gittikçe küçülen...
(yazmak iyileştirmedi ama iyilestikce de iyilesmeye/öğrenmeye katkısı inanılmaz oldu.)
Direndin, dayandın, uyandın...
Ayaktasin artık
-Kaçınılmaz olanda değil, koşulandasin-
Baharda kayboldum; kıştan geliyordum
Doğanın yükseliş zamanlarında daldım, uzandım
Beni sarip boğan carsaftan anılar yok ne de uzun keskin tırnaklariyla bir el çekmekte en dibe
Bu zamanın tüm zararlı gerçekleri yenilebilir, zayıf
Bu zamanın sevkleri azalmış
Bir kabus gibi üzerimizde olsa da adam.lar
Bu zamanı konusmaktayim görüyorsunuz
-Görüyorum-
Bu kabusu paylaşıyoruz bu kabusu görmezden geliyoruz bu kabusa susuyoruz
Fakat belli de olmaz
Tellerle, taşlarla bölünmüş yeşil manzara
Baharimizi geçiriyoruz
Artık bitirmiş, artık yenilenmiş..
Tomur tomur
Ciceklenmisiz
23.04.25
Var olduğum ilk güne dönerim her aşkla; yeniden
Zihnim her şeyi yapabilirdir artık; deneyimsiz ama diri
Gencimdir yoktur şimdilerde ki gibi carpintilar, baş dönmeleri
Dezavantajlarıyla ve engellerle ilk günlerim zor
Bedenimde dolaşıp akarken bütün duygular
Bu sefer fazla yenigim
Var olduğum ikinci güne yetisebilmisim gibi;
Korktulmuş, incitilmis uzun bir günden sonraki.
Her buluşmamız ayrı bir sonu sakladı.
Her seferinde farklı kimselerdik
En başında da hiç tanışmadan ayrıldık.
Korunma ihtiyacından büyüktü korkuları
Tanrı boylesinden hoşlanır derlerdi
Bir kere değdi mi o eller, bir kere kucakladı mı?
Kucaklamaz!
Önce göz yaşları, sonra göz yaşları ve hep..
Ufak tefek cevaplar, parmakların arasından süzülüp akan ufacık gerçekler
Tahtadan bir insan oldum, sabit bir nesne, havada asılı duran varlığı kuşkulu bir seydim bazen de
Nice biçimler... değişiyordum..
Artık sadece insan olmaktan ibaret değildim
Fakat tanrı yine yerli yerindeydi
İnsanlar tanıdım!
Tanıdığım sandığım her şeyin yabancisi şimdilerde
Ne tanıdık ne yabancı sadece izleyici oldum bazen de
İzlemek hikayem bittikten sonra başladı
Duygularım yokken, hiç bu kadar soğuk kanlı olmamisken -tanri da başkalarıyla ilgileniyorken- yerini salt hayat aldı
Yer açtım ...
Ona yer açtım.
Ay geçti, yıl geçti ve yıllar geçmişti artık
Yollar, şehirler...
Hucrelerim değişti
Her biri artık ona aşina yeni hucrelerimdi
Yeniden şekillenmiş
Şişman ve ağır duygular
Delici ve yakıcı
Geçtiler
Şimdi bekleyen bir takım ödevler ve istekler
Yeterli uzakliktayiz geçmişten
Böyle biçimlenmiş, böyle şekillenmiştik
"Aşırı duyguları yaşamak biçim yaratmanın kendisidir. Biçim kurtuluştur." M. Beckmann
Can o kadar kolay verilebilen bir şey olsaydı çoktan ölmüştüm
Ama
Epey yol da aldım
Yakilmis, cehenneme çevrilmiş kupkuru kapkara toprağı zihnimin henüz suyu tutamiyor
Ememiyor, yeseremiyor henüz
Henüz sogumadi bile
Seni bütün ellerden
Seni bütün gözlerden
Seni bütün dillerden
Koruyacağım
Nefes aldıkça
Bende başkasını, başkasında beni ötekinde ikimizi arayıp durdun
Bende başkasını, başkasında beni ötekinde ikimizi kaybedip durdun